(a) büyüdükçe terketmek/vazgeçmek.
to grow out of a bad habit. (b) büyüyerek sığmamak.
My daughter has grown out of all her old clothes.
He grew out of his shoes: (Büyüdüğü için) ayakkabıları küçük geliyor. (c) -den doğmak/neşet etmek/ilerigelmek/hasıl olmak/çıkmak.
Her sympathy grew out of understanding.